tenezzül etmek
| |||||
tenezzül etmek alçak gönüllülük göstermek: "Onlara eliniz eteğiniz sürünmez, tenezzül edip başınızı çevirmeyebilirsiniz."- R. H. Karay. kendi durumuna, düzeyine aykırı düşen bir şeyi veya işi kabul etmek: "Bu yüzden teşkilatı kendi çıkarları için kullanmaya tenezzül etmedi."- İ. O. Anar. herhangi bir şeyi yapmaya istekli olmamak: "Kanuni hakkımı bile kullanmaya tenezzül etmiyorum."- N. F. Kısakürek. | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |